Hukuk Felsefesi Ders Notları - 9
Hukuk Felsefesi 2013-2014 Öğretim Yılı (Güz)
DERS NOTLARI (9)
Doç. Dr. Sevtap Metin
Yard. Doç. Dr. Ülker Yükselbaba
DERS NOTLARI (9)
Doç. Dr. Sevtap Metin
Yard. Doç. Dr. Ülker Yükselbaba
Hart – Austin Bağlamında Çağdaş Hukuksal Pozitivizm
&
Hukuksal Pozitivizm – Doğal Hukuk Karşılaştırması
II. Dünya Savaşı ardından özellikle Almanya’da bir hukuksal pozitivizm tartışması yapılmıştır.
(Nazi Almanyası’nda
bir tuvalete “Hitler bir
katildir ve savaştan
sorumludur” yazdığı
için vatana ihanetten mahkum edilmiş ve
ölümle cezalandırılmış bir kişi söz konusudur. Nazi Almanyası’nda
ihbar yükümlülüğünün varlığından ve bu ihbar yükümlülüğüne
uyanların ihbarlarından
ötürü sorumlu olup olmayacaklarını soruşturulmuştur.)
Mesele, ihbar yükümlülüğü doğuran yasalara uyanların bu ihbarlardan ötürü sorumlu tutulup
tutulmayacakları, ahlaka aykırı
yasaların hukuk olup
olmadıklarıdır.
H.L.A. Hart bu soruna ilişkin şöyle bir yaklaşımda bulundu. Hart, Nazi hukukunun ahlaka aykırılığı nedeniyle hukuk olmadığı görüşünü benimsemedi. Hart’a göre bu yasalar doğuşundan beri boş ve geçersiz değildi. Onun çözümü, geçerli olarak varlık kazanan
ancak içeriği ahlaka
aykırı olan yasa yine de
hukuktur biçimindedir.Bu yasaları ahlaka aykırılıkları nedeniyle hukuk olmadıkları söylenemez; bunlar hukuktur. Buna şöyle bir çözüm bulur Hart: Geriye yürümezlik ilkesine rağmen, daha sonra çıkarılacak bir başka yasa ile bu hukuka uygun ama ahlaka aykırı yasalar kaldırılıp yeni bir yasayla çözüme gidilebilir ancak.
Hart’ın Austin EleŞtirisi ve İncelenmesi
Hart’ın hukuksal pozitivizmine “sosyolojik hukuksal pozitivizm” denir. Austin’in iradeci hukuksal pozitivizmini eleştirir. Austin
hukuku egemenin yaptırımla desteklenmiş buyruğu olarak
görmekteydi. Hart hem bu yaptırıma önem verilmesini hem de buyruk ile hep bir ödev-emir yükümlülüğünün anlaşılmasına karşı çıkar.
Hart’a göre hukuk sadece emirler ya da emir veren normlar değildir. Hukuku böyle yani Austin gibi algılamak onu ilkel bir
zeminde
ele almaktır. Austin yetki veren normları görmezden geldiği için ve
Hart hukuk içinde bu tip normların da olduğunu düşündüğü için Austin’i eleştirmektedir. Hart’a göre bir hukuk sisteminde iki tür kural vardır. Birincil Kurallar ve İkincil Kurallar.
Austin
sadece birincil kurallardan bahsetmiştir. Oysa bu ilkel hukukun bir özelliğidir. Modern bir hukuk sistemi sadece birincil değil, ikincil kurallardan da oluşur.
Birincil Kurallar
Emredici olan, emir ve yasaklarla insan davranışını yönlendiren, düzenleyen ve buna uyulmadığında uymayanın hoşuna gitmeyen yaptırımları gündeme getiren normlardır. Austin’e göre hukuk sadece birincil kurallardan ibarettir. Eğer hukuk düzeni sadece birincil kurallardan oluşsaydı o düzenin etkinliğini, kesinliğini, geçerliliğini ve dinamizmini sağlamak mümkün olmazdı. İkincil
kurallar, hukuk kurallarını diğer sosyal normlardan ayıran kurallardır. Geçerli hukukun
ne olduğunu, onu diğer sosyal normlardan ayıran ikincil kurallar söyler.
İkincil Kurallar
Modern hukuku ilkel hukuktan ayıran kurallar bunlardır ve üçe ayrılırlar:
-
Tanıma Kuralı (Belirlilik)
Tanıma kuralı, bir kuralın hukuk kuralı olarak tanımamızı sağlayan, bunun kriterlerini gösteren kurallardır. Bir kural hangi kriterleri taşırsa hukuk kuralı olur sorusuna yanıt verirler.
Tanıma kuralının kendisinin ne olduğunu da bilmek gerekir. Burada tanıma kuralı ile Kelsen’in grundnorm’u arasında bir benzerlik uyandırılabilse de, Kelsen’in
grundnorm’u normatif ve olması gerekeni gösteren, içeriksiz bir yapıda olduğundan (zira Kelsen’e göre olması gereken daima bir olması gerekenden çıkar) Hart’ın
tanıma kuralı tamamen olgudan kaynaklanmaktadır; olandan olması gereken çıkarılmaktadır yani sosyolojik bir boyutu vardır. İkisinin
de ortak yönü, diğer kuralların hukuk olmaklıklarını tanıma kuralından ya da grundnorm’dan almalarıdır: Belirlilik.
-
Değiştirme Kuralı (Dinamizm)
İlkel toplumlarda ve Austin’de olmayan, birincil normların yürürlükten nasıl kaldırılıp
değiştirilebileceğini içeren kurallardır. Böylece hukukta dinamizm de sağlanır: Dinamizm.
-
Muhakeme Kuralı (Etkinlik)
Birincil normlar ihlal edildiğinde bu ihlalin gerçekten de meydana gelip gelmediğini tespit etmek gerekecektir.
Bu tespit de belli muhakeme kurallarıyla var olabilir. Birincil normların etkinliği ancak bu muhakeme kurallarıyla mümkün olabilecektir: Etkinlik.
Hart’a göre hukuk kuralları sadece yönetilenleri değil, yönetenleri de bağlamaktadır.
Dışsal Zorlama – İçsel Bakış
Austin yaptırımın, cebrin hukuku ayırt eden unsur olduğunu düşünüyordu. Oysa Hart’a göre insanlar hukuka sadece bu tip dışsal zorlamalar nedeniyle uymazlar; ona göre hukukun doğru ve haklı olduğuna inanmaları nedeniyle insanlar hukuka uymaktadırlar. Yani hukuku benimsemek söz konusudur. Bu nedenle hukukun mutlaka dışsal olduğunu söylemek doğru değildir: içsel bakış açısı tezi (ya da insanın kendisini yükümlü
kılması).
Hart’a göre hukukta
elbette bir dışsal zorlama vardır; ancak iş sadece bundan ibaret değildir. İnsanlar
hukuka, onu benimsedikleri için de uyarlar. Hatta hukuktan bahsedebilmek için
insanların o kuralı benimseyebilir olmaları da gerekmektedir.
Bu, hukukun yanı sıra diğer sosyal kuralların da yerine getirilmesi
bakımından, o kuralların doğruluğuna, haklılığına inanmak mümkündür.
(İçsel bakış açısı tezi, Hart’ı safkan bir hukuksal
pozitivist olmaktan çıkarmaktadır. İçsel bakış, ister istemez, “doğal” alana bir
göndermede bulunmaktır.
Doğal hukukçu içerik, Hart’ta
bu biçimiyle mevcuttur.)
Bugün doğal hukuk – hukuksal pozitivizm ilişkisine
bakıldığında, Hart’la birlikte hukukun
kesinliği, belirlilik ve etkinlik
kriterleri zayıflamıştır.
Yani neyin hukuk
olduğunun belirlenmesi için artık sadece normlarla anlaşılamamaktadır.
Yine hukuk-ahlak ilişkisi
(ya da ilişkisizliği) bakımından
esnek hukuksal pozitivistler hukukun ahlaki alanla, adalet idesiyle bir kesişiminin olduğunu düşünmektedir. Hatta belki de Dworkin’in etkisiyle, kurallar yanında ilkelerin de normlar hiyerarşisine katılabileceğini düşünmüşlerdir.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil